18 Temmuz 2016 Pazartesi

BİR HAYAT BİN BİR ANI


ANI 18

18 temmuz 2016

İstanbuldan başlayıp Etopya,Kenya Uganda Ruanda Brundi, Malawi, Kenya, Tanzanya, Güney Afrikayla devam edecek yolculuğumun biletlerini Mısır hava yollarından almıştım. İstanbul Addis Ababa gidiş Johennesburg İstanbul dönüş.

İlk kez Mısır hava yollarıyla seyahat edecektim üç saat rötarla başladık  .

Kahirede uçak değiştireceğiz ama mısır havayolu yerine  etopya hava yoluyla gönderecekler bizi. Normalde iki saat bekleme süresi beş saate çıktı. 

Bu arada iki Türk yer görevlileriyle tartışıyor dil bilmiyor çocuklar mahcupta görünüyorlar. Yardım lazım mı dedim abla anlamadık durumu dediler.


Durum şu çocuklar Addisteki bir fabrikayı inşaa etmeye gidecekler, patron çember şeklinde nerdeyse bir metre çapında bir çelik hızarı da getirin demiş, İstanbuldan mısır hava yollarının kargosuna koymuşlar uçak değişince  etopya hava yolları, biz bunu taşımayız, kargoya almayız  diyor.O halde yanına alsınlar dedik bu kez de kabin görevlileri uçağa almayız diyor.


Uzun konuşmalardan sorumlunun İstanbulda hızarı kabul eden mısır hava yollarında olduğuna ikna ettim, bir görevli aldı hızarı gitti. Buraya kadar taşıdınızda şimdimi sorun oluyor.

Nihayet uçaktayız çocuklar bizim firma bizi karşılayacak illa gideceğiniz yere bırakalım teşekkür olarak dediler ,pek güvenemesem de tamam dedim.


Yolda  kendimden başka kimseye güvenmemeyi deneyimlemiştim.

Addis’e indik nitekim hızar yine problem, çocuklar ya abla bırakalım gitsin diyor o kadar yılmışlar .

Görevlileri bize bir makbuz verme koşuluyla hızarı bırakabileceğimize patronun sonra gümrükten alacağına ikna ettik.
Zavallı hızarın ki on kilo ağırlığı vardır öyle kucaklanacak gibi de değil ,dişleri ambalajını yırtmış hem perişan kem korkutucu duruyor.istanbuldan nasıl kabul etmişler anlamadım.

Hava alanında çocukların telefon etmesi lazım , bir sim kartı satın aldım görevlilerden birinin telofonuna takıp çocukların patronuna ulaştık ,çocuklar  abla bizi bırakma ,patron araba gönderecek biz seni istediğin yere bırakırız arabayla diyor.

Biliyordum başıma gelecekleri  iki saat bekledikten sonra bir Türk, soför yerli geldiler, araca bindik, ben adresi verdim ama yerli şoför illa benim bildiğim yerler var daha iyi  orada kal diyor. Nitekim beni üç otele götürdüler ama üçü de benim aradığım otel değil oralı değilim tekliflere ısrralıyım bu arada kentin tamamını turlamış olduk. Afrikalının problemi; gezginleri de kendileri kadar akıllı sanıyorlar.

Bir saat dolandık sonunda kuzu kuzu beni adresime bıraktılar,çocuklar mahcup,iyi dilekler dileyip endişeleriyle onları başbaşa bırakıp otele girdim.Silme sırt çantalı dolu en gürültülü odaya kaldım, son oda.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder