13 Kasım 2016 Pazar

BİR HAYAT BİN BİR ANI







ANI 135

13 Kasım 2016

Perudayız Taquıla, örgü ören adamlar adasında.

Ada iskelesinde rehber biz gezginleri topladı  ahali aralarında ilkel kurallarla bizi paylaştı.

Konaklamalar köylülerin evinde olacak yemekler de onlardan.

Rehber yarın sabah görüşürüz ,akşam küçük bir karnaval var isteyen katılsın dedi ve gitti.

Dilsiz amerikalı kızla  kocası, ben ,arkadaşım dört kişi sahip Floranın peşinde deniz seviyesinden üç bin metre yukarı doğru nefes nefese tırmanıyoruz.

Floraya bir saat önceki gezgin paylaşımı yüzünden Sahip Flora diyoruz aramızda.

Arkadaşım bizim rehberin kırığı bu Flora ,diye arada bir kıkırdıyor.

Flora köyün en güzel kadını tipik bolivya eteği ,şalı ,şapkası elma yanakları,tombul kalçalarıyla.

Çok sevdik ,beğendik Florayı,Pek te neşeli. Arkadaşım taktı kadına sevgililisini gördü ya  ondan neşeli diyor.

Bu yörenin en önemli bitkisi nanemsi muya yapraklarını koparıp dödrümüze paylaştırdı Flora ,az kaldı, az kaldı diyor. Hiç nefesi tıkanmadı kadının ,hanüz otuz yaşında ama daha olgun gösteriyor.

Muya,muya,muya... koklayıp nefesleri tazeliyoruz tırmanmaya devam.

Arada bir dönüp uzaklaştığımız karşı kıyılara, masmavi gölün masvavi atlasla aynı  tonda buluşmasına hayretle  bakıyoruz.

Allahım bu güzelliği görecek ne yaptık diye  şükrederek, Floranın dedikosunu yaparak,gülerek belkide ömrümüzün en neşeli hallerinden biriyle tırmanıyoruz.

Ekili patates tarlalarını  gösteriyor Flora ve çalışan kadın ,erkekleri. İmece usuluyle ekip biçip paylaşıyorlar. Kalalım burda mutlu olalım ölelim ...tekrar depreşti.

Bolivya ve Peru kadın erkek eşitliğini yaşayarak deneyimlediğim  çok ender iki ülke başka bir toplum hatırlamıyorum; ki elli beş ülke gezdim.

Tepede kurulan ada ülkesinin dört kapısı var ve her kapının aztek kültürüne göre bir anlamı var. Kapı dediğim toplum buraya yerleştiğinden beri köşe taşı olarak konulan koca kayalar. köye giriş kapısının (kayasının  ortası delik ) delikten geçerek kapıya saygımızı belirttik.

Kapı var ama duvar yok, var sayılan duvarlar var ,açık olmasına rağmen bir kapı çıkış bir kapı giriş varsayılıyor.

Kapıdan açılan manzarayı hepimiz görüntüledik.

Hafiflemiştik mutluluktan.

Türk filimlerdeki gibi allahım korkuyorum çok mutluyum modundaydık. Haksız çıkardık inşallah.

Köy özerk yönetim ,idam yok mesela.

Bir suç durumunda  bilge adalılar toplayıp bir ceza belirliyor.

 Yaşayan hiç bir adalı cinayet hatırlamıyor. Sorunca şaşırdılar neden ki birini öldürelim diye.

Cezayı kesiyor ve uyguluyorlar.Çok ender bir kaç yılda bir genç itişip kakışması olurmuş.

Bilgelerin toplandığı yeri gösterdiler köyün alanında küçük bir anfi tiyatro gibi.

İş bölümü yapmaya gerek yok her kes üzerine düşeni zaten yapar diyorlar.

Köyde bir kaç ortak tuvalet  var.

Yaşlılar huzurlu,yeni yetmeler utangaç,yetişkinler çalışkan. Ütopyayı gerçekleştirmişler.

Yolda festival alanını gösterdiler yemek sonrası buradayız diye.

Diğer gezginlerle görüşürüz diyerek ayrıldık.

Floranın evine vardık o da ne, bizim rehber duş alımış,bembeyaz keten gömlek damat traşı...

Florayla birlikte gözden kayboldular ,arkadaş ben demedim mi diyor.












Hiç yorum yok :

Yorum Gönder