20 Kasım 2016 Pazar

BİR HAYAT BİN BİR ANI






ANI 142

20 Kasım 2016

Quitoya giderken tüm kışlıklarımızdan kurtulmuştuk.

İlk gün kaldığımız otelde öyle üşüdükki tüm gün yataktan çıkamadık.

Quito beklentimizden daha soğuk,sürekli bulutlu,nemli,genellikle yağışlıydı.

Bunu beklemiyorduk.

Köylere yaptığımız ziyaretlerde tekrar yünlü giysiler el örgüsü pançolar almak zorunda kaldık.

Üç hafta boyunca sıcak gün yaşamadık havanın kapalı olmasıda bizi gergin sinirli yapmıştı,üstelik ev özlemide başlamıştı.

İşte böyle sevimsiz bir ruh haliyle programımızda olmamasına rağmen Kolombiaya yola çıktık.

Kolombialıları hem fiziksel hem davranışları bakımından sevdik.

Özellikle Medelline bayıldık ,Bogotoda fena değildi..

Yemyeşil dağların arasından minübüslerle o köyden diğer kente aktık. Coğrafyasıda insanlarıda çanlı ve güzeldi.

Medellinde  bir kaç gün kaldık aylak aylak dolaştık yedik içtik.

Bir kaç gün fazlalığımız vardı Panamaya gidip bir hafta kalıp dönebileceğimize karar verdik.

Panama sınırı Turboya gittik.Niyetimiz oradan uçakla Panamaya geçmekti ama haftada üç gün uçuş varmış karşılıklı..

Panamaya bir hafta içinde gidip gelemeyeceğimizi anladık.

İki gün bir gece kaldık sınır kenti Turboda.

Diğer sınır kentleri gibi buram buram korku,güvensizlik kokuyordu.

Hostelleri beğenmedik yeni yapılmış olan  kentin en yüksek binasıda olan en lüks otelinde bir gece kaldık.

Ertesi günü unesconun görülmesi gerekn yüz kentten biri olan Kartehanaya doğru yola çıkacaktık.

Saat sekiz buçuğa biletimizi aldık bir minübüse.

Colombiada dini bir festivale denk gelmiştik.

Yollarda köylerde bir kaç gündür isanın heykelleri omuzlarda kortej eşliğinde  ilahilerle taşınıyor.

Kaldığımız otelin hemen karşısı kilise . Turboluların hepsi kilisede ,sığamamış taşmışlar.

Balkon serinliğinde izledik torenleri geç vakitlere kadar.





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder