ANI 16
16 Temmuz 2016
Leshota Mokhotlong sınır kenti molumong guesthauseyım.
Dün
gece yan yataktaki battaniyeleride örttüm üstüme soğuktan zor rahatsız uyudum.
Güneş parlak, hava soğuk, oksijen bol, yerli kadın kahve
yapmış yumurta kızarttı ekmek yapayım mı? dedi yap dedim . Kadın unu suyla
karmaya başladı şaka gibi erkenden ekmeği hazır etmesi gerekmiyor mu?
Gerekmiyormuş demek ki .
Akşama yetişir o ekmek bu hızla.
Bina çok zevkle imar
edilmiş ve döşenmiş ama temizlik diye bir şey yok belki sahibi olmadığındandır.
Kahvemi alıp verandaya çıktım kar maskeli iki adam dört nala geliyor önümde
durdular, ulan ha bire korkutulup duruyorum.
Dört nalanın sesi heyecan yapmaya
yeter.
Yüzlerini bi açtılar o da ne! Bembeyaz dişler sırıtılan yüzde parlıyor, yirmili
yaşlarda selvi gibi, kavruk iki delikanlı. Pony, pony diye atla gezip
gezmeyeceğimi soruyorlar.
Yok diyorum buraya kadarki korku bana üç beş yıl
yeter .
Çat pat İngilizceyle anlaşmaya çalışıyoruz ,merak etme felan…
Hakikatten
buraya Pony yapmayacaksam niye geldim ki bunu anlatmak zor , gezmeyi severim sadece dedim.
Delikanlılardan
birinin pantolonu bin bir çeşit yamayla yapılmış o kadar aristikki . Armani görse
Armaniliğinden utanır, Değme terzilere taş çıkartır, bu bir sanat eseri. Hepsi
farklı canlı renklerde tam ustalık işi.
Yoksulluk kimi zaman insanın içindeki yeteneğin çıkmasına engel deği,l tam
tersine provake ediyor.O resmi bulup size göstermeliyom anlatılır gibi değildi
gökkuşağını çekmişti altına delikanlı.
Bu cennet yerde aylaklık etmek ne güzelmiş. hava kararınca
yatmak, aydınlanınca kalkmak, pınardan su içmek, ateşte yemek pişirmek, ne kadar
rayında bir hayat, yeterli bir haya,t artarlı değil.
Buna rağmen yarın sabah ayrılmaya karar verdim,yolcu yolda gerek.
Kadın ekmeği pişirmiş ama yanında makarna var, iki yumurta
daha kırdık taze ekmekle, sonra doğru buz gibi yatağa.
Elektirik bağlantısı var ama zaman zaman gerektikçe
kullanıma açılıyormuş sanırım güneş
enerjisinden elde ediyorlar.
ANI 17
17 Temmuz 2016
Sani Pass ı geçtim hayalimdeki köyde 3000 metrede iki gece konakladım yola koyulma zamanı.
Köyün en iyi İngilizce bilenini getirdiler Mokhotlonga nasıl döneceğimi anlattı ve konakladığım yerden yüz metre ilerideki patika yola götürdü beni eminmisin dedim ,dün aşağıdan yürüdük çocuk eminim her gün bu saatte bir araç gider dedi, peki biz dün neden yürümek zorunda kaldık, aman neyse canım iyide oldu.
Çocuğun dediği gibi dolmuş boş geldi ben yine uçuruma bakmıyorum,kapadım gözlerimi o tehlikeli yolu geri indik yolda insanlar araca binerek doldurdular,herkes birbirini ve beni selamlıyor .
Mokhotlong otogarına geldik leshoto başkenti Maseruya gideceğim,saat sabahın dokuzu .
Bir çadırın içinde bir siyah kadın sulu yemekler satıyor, mısırlı bir şey yedim.
Hava yirmi derece daha yüksek indiğim köyden .
Kadına yeni pişirdiği mısır ekmeğinden biraz sarmasını söyledim ama kadın illa beni ülkene götür evinde çalışayım diyor,başka bi şey demiyor.
Baktım laf uzayacak olur dedim telofon numaralarımızı kaydettik birbirimizin.
Maseru otobüsünün ön koltuğuna çantamı koydum aylak aylak garajda dolanıyorum.
Karşıdan sağı solu on, on iki çocukla çevrili sapsarışın, uzun boylu bir genç kız geliyor sağa sola bir şey soruyor, çocuklar daha doğrusu kız çocukları çok mutlu hepsi kızın bir parçasını tutuyor.
Afrika ülkelerinde sarışınlar çok popüler, hele böyle kervan geçmez yerlerde tanrıça gibi bir şey.
Kız etraftakilerle konuştu mutsuz görünüyor, selam verdi, nereye?
Masaruya dedim ya sen?.
Kız o yönden geliyormuş, benim dün konakladığım köye gitmek istiyormuş ama bir haftadır ulaşım bulamıyormuş.
Bende iki gün önce geldim bir saat içinde dolmuşla çıktım köye dedim, kız yok yanlışın var başka bir yerdir orası dedi.
Amerikalıların eşitlerine karşın küçümseyici ama yerel halka karşı yavşakça bir alçakgönüllülükleri var ,ben aptal yerine koyuyor.
Aynı lonly planetleri çıkardık ,aynı sayfada bulduk adresi eveeet işte orası.
Kız aniden sinirlendi bedenine yapışık kolları , elleri sinirle fırlatıp attı yapışkan çocuklar tekrar yapışmaya hamle yaptı ama amerikalı nerdeyse dövecek çocukları.
Bir haftadır burdayım, ulaşım yok diyorlar bana, her gün geliyorum yarın gel diyorlar…
Amanda aman bir sinirli bi sinirli.
Dedim çok sarışınsınız ondandır, dedi nasıl yani?
Köye çıkan dolmuş durağını gösterdim buradan her gün en az bir araba gidiyor ve geri dönüyor dedim.
Kız hala sinirli, söyleniyor etraftaki çocuklara.
Kızı sarışın, güler yüzlü, bonkör bulunca kimse köye nasıl çıkılacağını söylememiş kız daha bir ay kalsa gidemeyecek pony yapmaya.
O kadar sinirli ki onu köyden kurtardığım için teşekkür bile etmedi sinirli sinirli etraftaki kızlara söylenerek otogarı terk etti.
Amerikalıların sık düştüğü tuzak geri kalmış diye tanımladıkları yörelerde belki de suçluluk duygusuyla çabuk kanıyorlar , kandırılıyorlar.
Sık karşılaştığım bir durum Afrika ülkelerinde, hatta bir seferinde bir afrikalı siyah turist kız ben de siyahım, ben de sizin gibi siyahım diye bağırıyordu kendisini kazıklayan siyah afrikalıya.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder