9 Ağustos 2016 Salı

BİR HAYAT BİN BİR ANI




ANI 40

9 Temmuz 2016

Kenyayadayım, Safarideyiz.
İlk kez çıta ve bizon görmüştüm.
Sabah erkenden safariye çıkıyor öğleden sonra çevredeki kabileleri ziyaret ediyoruz.r.
Öğlen yemeği bu telaş arasında  ,nehir kenarında timsahları izlerken  yeniyor.
Hava karramadan çadırlarımıza geliyoruz.
Grupla vakit geçirmek, keyifliydi rehberlerimiz nazik ,gayretliydi.
İlk gün  hava kararırken kampımıza geldik çadıra girdim duşumu aldım.
Çıktığımda hava kararmıştı. Akşam yemeği için  çardağımıza gidecektim.
Çadırımla çardak arasında minik yuvarlak yaklaşık  yirmi metre çapında bir park var.
Parkta çiçekler ezilmesin diye minik yürüme yolu yapmışlar. Bir kaç cılız ağaç, ay tepede , mehtap var.Işığa gerek yok parkta çadırların ve çardağın  aydınlatması yetiyor.
İşte parkta yürümeye başladım uzaktan bizimkilerin konuşmalarını duyuyorum, dalmış olmalıyım kendi içime.
Karşımda  o ay ışığında bir zenci elinde palayı sallayarak bana doğru koşuyor.
Pala mehtap ışığında yer yer parlıyor adamın dişleri aynı ışıkta parlıyor, beni  bu parkta bu palayla doğrayıp  bu dişlerle yiyecek bu zenci.
Tek senaryom var o da bu.
Saldırıya uğradım sanıyorum avazım çıktığı kadar bağırıyorum adam son surat palayı sallayarak  bana koşuyor, bağırmaktan gırtlağım patlayacak, kalbim küt küt atıyor.
Çardaktakiler sesime  çıktı  ben ölüyorüm korkusuyla avaz avaz bağırıyorum.
Palalı zenci “madam , madam “diyerek elindeki lambayı yola doğrulttu.Bu nazik ses ve palalı suluet,ne iş.
Öldüm mü?
Meğerse bizim kampın güvenliğiymiş beni parktan geçerken görmüş ,birazda bahşiş için abartılı bir şekilde beni koruyacak, elindeki lambayla yol gösterecek.
İşgüzar koruma, aklımı aldı bir süre oturdum yere  kalp atımımı düzenledim adamın uzattığı eli ittirdim .

Bahşiş mahşiş yok..

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder