ANI 40
9 Temmuz 2016
Kenyayadayım, Safarideyiz.
İlk kez çıta ve bizon görmüştüm.
Sabah erkenden safariye çıkıyor öğleden sonra çevredeki
kabileleri ziyaret ediyoruz.r.
Öğlen yemeği bu telaş arasında ,nehir kenarında timsahları izlerken yeniyor.
Hava karramadan çadırlarımıza geliyoruz.
Grupla vakit geçirmek, keyifliydi rehberlerimiz nazik
,gayretliydi.
İlk gün hava
kararırken kampımıza geldik çadıra girdim duşumu aldım.
Çıktığımda hava kararmıştı. Akşam yemeği için çardağımıza gidecektim.
Çadırımla çardak arasında minik yuvarlak yaklaşık yirmi metre çapında bir park var.
Parkta çiçekler ezilmesin diye minik yürüme yolu yapmışlar.
Bir kaç cılız ağaç, ay tepede , mehtap var.Işığa gerek yok parkta çadırların ve
çardağın aydınlatması yetiyor.
İşte parkta yürümeye başladım uzaktan bizimkilerin
konuşmalarını duyuyorum, dalmış olmalıyım kendi içime.
Karşımda o ay
ışığında bir zenci elinde palayı sallayarak bana doğru koşuyor.
Pala mehtap ışığında yer yer parlıyor adamın dişleri aynı
ışıkta parlıyor, beni bu parkta bu
palayla doğrayıp bu dişlerle yiyecek bu
zenci.
Tek senaryom var o da bu.
Saldırıya uğradım sanıyorum avazım çıktığı kadar bağırıyorum
adam son surat palayı sallayarak bana
koşuyor, bağırmaktan gırtlağım patlayacak, kalbim küt küt atıyor.
Çardaktakiler sesime
çıktı ben ölüyorüm korkusuyla
avaz avaz bağırıyorum.
Palalı zenci “madam , madam “diyerek elindeki lambayı yola
doğrulttu.Bu nazik ses ve palalı suluet,ne iş.
Öldüm mü?
Meğerse bizim kampın güvenliğiymiş beni parktan geçerken
görmüş ,birazda bahşiş için abartılı bir şekilde beni koruyacak, elindeki
lambayla yol gösterecek.
İşgüzar koruma, aklımı aldı bir süre oturdum yere kalp atımımı düzenledim adamın uzattığı eli
ittirdim .
Bahşiş mahşiş yok..
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder