18 Eylül 2016 Pazar

BİR HAYAT BİN BİR ANI



ANI 80

18 eylül 2016

Avusturalya, özellikle Brisbane sakin, yavaş akan bir kent. İnsanlar mutlu, yardımsever, hayat ucuz.
Dil okulunu da sevmiştim.
Hafta içinde beş tam gün dil okuluna gidiyordum.
Benden başka türk yoktu hatta ilk türk öğrencileri benmişim
Niyetim aralarda Melborn Sidneyede gitmekti ama Brisbanenin yakın çevresini gezmek bana yetti. Büyük kentlere gitmek çekici gelmedi.
 Hafta sonları Parodise kumsalı , Bribie ,Friser  adalarına gittim.
Yarım saatlik yürüyüş içinde iki kez sağanakta sırılsıklam ıslanmış ardından gelen güneşle kurumuştum. Yağmurları bile sevilesiydi.
Avusturalya Milenyum çılğınlığına yakalanmıştı. Her metre karede bir başka hazırlık vardı.
Türklerin yaşadığı türk mahallesine   gidip reçel, dondurulmuş  sarmai,kuru baklagil ,yufka  alıyordum.
Mahallede karşılaştığım türkler samimiyetime karşıklık vermeyince  bende takılmaktan vazgeçtim.
Avusturalyalılar daha samimilerdi.
Kadının biri kızıma Ankara adını koydum sizin başkentiniz demişti. Neden dedim TV haberlerde duyduğumda fonetiğini beğenmiştim dedi.
Brisbanedeki Ankara adlı kız çocuğu şimdi yirmi beş yaşlarında olmalı.
Bu sohbetler sırasında  boğa yılanlarının hemen her yerde bulunabileceğini öğrendim. Hatta bir çok insan bahçede yılanların değiştiği eski derileri buluyormuş. 
Bir öğrenci o kuru derilerden birini kursa getirmişti. Bu biraz korkuttu beni.
Okulda bir derste boğa yılanlarını konuşurken arkadaşlardan biri internette on  iki yaşlarında şişman bir erkek çocuğunun boğa yılanı tarafından yarısının  nasıl yutulduğunu gösteren bir fotoğraf gösterdi..
Çocuğun yarı gövdesi yılanın ağzındaydı, nasıl bu kadar yolu taşıdığı ise muamma.
Diğer bir korkumuzda köpek balıkları.
Okulda sadece tehlikesiz flaması olan yerlerde yüzmemiz  söylendi.
Hoca eğer yakalanırsanız zıg zag çizerek yüzün  köpek balığı düz yüzer  dedi sırıtarak.
Bunları konuşup gülerdik kursta.
Gergin ev sahibiyle yine karşı karşıyayım. Bu kez penceremdeki sinekliğin sağlamlaştırılmasını istiyorum.
Kadın neden  diye tutturdu.
Boğa yılanının geçemeyeceği kadar sağlam olsun, yoksa çıkarım.
Pansiyonda kalanların çoğu sarı ırktan ve  talepkar değiller, ,yaşlarıda benim yarı yaşım.
Neyse kadın gönülsüz peki dedi,giderken söyleniyor” umarım bu son isteğindir”.
Sineklik yenilenince içim rahat etti  ama  yeşillik alanlarda  oturmaktan kaçınıyordum artık..
O zamanlar dünya teleovizyonlarında tehlikeli timsah şowları yapan bir adam vardı onun showuna gitmiştim. Heycan vericiydi .

Ben döndükten sonra bu adam bir show sırasında timsahlar tarafından yenmişti.




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder