ANI 79
17 Eylül 2016
Brisbane hava alanı küçücük, iyi,
çıkışım kolay olur dedim.
Avusturalyada yaşayan bir
arkadaşım hava alanında valizleri ilaçlıyorlar ,eskiden insanlarıda ilaçlıyorlarmış dediğinde pek
inanmamıştım .
İçeri girer girmez sarı ırk dışındakileri durdurup
valizlerin açmalarını istediler.
Bir tanıdığın tanıdığı oğluna kot
pantolon göndermişti.
Paketi açıp kontrol etmemiştim eyvah acaba
pakette yasa dışı bir şeymi var diye korkuyordum. Sonra yan yana iki masada
sadece avrupalıların valizlerinin kontrol edildiğini gördüm,
Gözümüzün önündeki ırk
ayrımcılığı, valizimdekileri tek, tek
dışarı çıkartmam ,germişti beni.
Narkotik köpeğine boş valizimi koklattılar. Sadece ben olsam çıngar
çıkaracağım ama tüm beyaz ırka yapılan bir zulüm bu.
Sonunda görevli polis tamam toplayabilirsin dedi ,öyle sinirliyimki
ben ne toplayacağım sen topla dedim yana
çekilip kollarımı birleştirdim adam tek tek
yerleştirdi eşyalarımı.
Yan masada el çantasından bisküvi çıkan, kız uçaktan aldım diye perişan
derdini anlatmaya çalışıyor.
Hava alanı girişinde yanınızda ki
yiyecek içeceği deklare ediniz uyarısı vardı.
Bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim. Uçakta yemeseydim benimde
yanımda o minicik bisküvilerden olurdu ben de deklare etmeye gerek görmezdim.
İki kişiyle birlikte “ evet bu
bisküvileri uçakta dağıttılar” diyerek kıza destek vermeye çalışsakta boş. Uzun saclı sarışın kız polislerle uzaklaşırken
iki delikanlıyla ben kalmıştım hava alanında. Çekik gözlüler
pasaportlarını gösterip turnikelerden
geçivermişlerdi.
Brisbandeki dil okuluna kayıt yaptırırken konaklama ve ulaşımıda ayarlamıştım.
Çıktığımda üniformalı şoför
elinde adımın yazılı olduğu kağıtla beni bekliyordu.
O zamanlar lumuzin yaygın değildi , neredeyse
lumuzin olan araçla, üniformalı şoförle ilk ve son kez hava alanından
alınmıştım.
Kıs kıs gülerek kırk dakikalık yoldan sonra konaklayacağım
pansiyona geldim.
Hava sıcaktı ama Singapurdaiı gibi boğucu değildi.
Pansiyonun sahibi yatak
çarşaflarını getirdi odamı gösterdi.
Tek kişilik oda kiralamıştım
iyide yapmışım. Yatak çarşafları kokuyordu ,kadın yenisini getirdi ama o da kokuyor.
Belalı asyalı bir kadın pansiyon
sahibi. Temizliğe bakan kızı çağırdı
,kızdı bağırdı kıza.
Pişman oldum ama
haklarımdan vazgeçmek niyetinde değilim,kokuyor diye tutturdum.
Belalı pansıyon sahibi
sinirle gitti paketi açılmamış yeni
takım getirdi elime tutuşturdu, oldumu?
Oldu dedim ama bunu yıkamadan
nasıl kullanacağım? İsterseniz gideyim başka yer bulayım.
Kadın
daha nazik, tamam beni takip et dedi.
Ettim ,iki kat aşağıda bodrum
katındaki çamaşır makinasını gösterdi bozuk paralarla çalışıyor. Hemen attık
çarşafları ,kadın ukelaca başka isteğin
varmı dedi. Yok dedim.
Oda temiz görünümlü ama yatağın altı çöp dolu.
Off burayı temizlemeden yatamam.
Yatağı tamamen çektim altından
iki torba kağıt pet şişe terlik vs
çıktı.
Çarşaflar kurumuş oda
temizlenmiş.
Jet lag dedikleri bu olmalı iki ağrıkesiciyi
yarım lıtre suyla yutup aç açına yattım.
On sekiz saat uyumuşum sabah
Avusturalya güneşiyle uyandım.
Bir süre neredeyim ben diye boş
boş yabancı eşyalara bakındım.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder