ANI 85
Kurs bitmişti.
Cuma günleri tüm Brisbane barlar
sokağına akıyordu.
Cumanın zorunlu içme, eğlenme,
dağıtma günü olduğunu Londradan biliyordum.
Tüm hafta ciddiyetle çalışan her
kes cuma akşamı kendini koyveriyordu.
Bu eğlencelere katılamasam da ,
bizde henüz o alışkanlık yoktu seyretmeyi seviyordum.
Her Cuma bende bir kaç bar
dolaşıp bir kaç bira içiyordum.
Ancak benim pansiyon yolunun üç yüz metresi karanlık ve tehlikeliydi.
O yolda ben buraya geldikten sonra
bir eroinman yirmi dolar için birini öldürmüştü.
Yol yirmi dakikalık yürüme
mesafesinde. Üstelik harika bir parkın içinden geçiyor.Bu parkta nerdeyse
her gün yüzdüğüm kumsalı bile olan yüzme
havuzu var. İnternetini ücretsiz kullanabildiğim kocaman kütüphanesi, tiyatro
konser salonları var. Hava karardıktan sonra muhteşem aydınlatma içinde
performanslar sergileniyor. Gece gündüz parkın içinden geçmekten çok
hoşlanıyorum ama o ama o üç yüz metre
yok mu.
İşte o üç yüz metrede ben ana
yolda trafik içinde yürüyordum. Tek tük
araba yavaş muhtemelen beni sarhoş sanıyorlar sağımdan solumdan geçiyorlar
bende aydınlıkta güvenle yürüyerek odama
ulaşıyordum.
Hava alanında tanık olduğum
asyalıya pozatif ayrımcılık kent merkezinde tersine işilyordu sanırım.
Avusturalyalıların gittiği hiçbir
barda asyalı yoktu .Onların kendi barları varmış ama ben hiç denk gelmemiştim.
Dolayısıyla barlarda hiç sarı ırk
görmedim.
Meksikada yaşayan kuzenim
Meksikada tüm çekik gözlüler ayrıcalıklı güvenilirdirler.. Hırsızlık
yapmayacakları varsayılır demişti.
Sonraki seyahatlerimde bende bunu gördüm.
Şüpheli durumlarda beyaz ırkın üstünü
ararlarken sarı ırka bu
yapılmıyordu.kanlarında hırsızlık yokmuş .
Yine bir Cuma şehir merkezinde
bir bara gittim genellikle saat on iki gibi mutlaka pansiyona dönerim.
Barda on beş kişilik yeni koleji
bitirmış bir grupla tanıştım.Yaş ortalamaları yirmi beş.
Türkiyey ve Geliboluyu
biliyorlar ilgiyle bir sürü şey sordular ülkem hakkında. Bende anlattım
kaynaştık. Birileri boşalan bardağımı sürekli dolduruyor.
Sonunda grubun eski bir üyesi
gibi onlarla bar, bar gezdim birer kadeh
içiyor, bir sonraki bara gidiyorduk.
Yaş farkına rağmen eski arkadaş
gibiydik.
Avusturalyalılar Türkleri
özellikle turist türkleri hoş görüyle karşılıyorlar. Beni de sıra dışı buldular
yalnız başına gezen kadın.
Tüm Avusturalya seyahatim boyunca
kabul gördüm.
Gruptan iki kız kardeş illa gitme bizde kalırsın diye
diye sürüklediler beni kendileriyle.
Saat üçe doğru biz üçümüz
kalmıştık, dedim eve bırakın beni yok bize gidiyoruz dediler.
Bindik arabalarına yarım saatlik
yoldan sonra kızların evindeyi,
İçerde ışık yanıyor ve camda gördüğüm en şişman kedi.
İçerde ışık yanıyor ve camda gördüğüm en şişman kedi.
Şişmanlıktan zor hareket ediyor
ve karnı yere değiyor.
Bir kedi nasıl bu kadar şişman
olabilir?.
Üst katta bir yatak odasını verdiler
bana.
Yattım nefes almamla beraber kedi
tüyleri ağzımda.
Sinir bozucu sırt üstü yattım
çantamdaki eşarbımla ağzımı burnumu kapattım.
Zaten gün ağırmaya başlamıştı.
Baktım uyuyamayacağım aşağı
salona kanepeye uzandım.
Yarım saat sonra kızlardan biri tuvalete
kalkmış hayırdır dedi.
Dedim kedi allerji yapıyor bir
taksi çağırsak bana.
Ben bırakayım dedi güler yüzle
arabasıyla beni pansiyonuma bıraktı.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder