8 Eylül 2016 Perşembe

BİR HAYAT BİN BİR ANI



ANI 70
8 Eylül 2016
Güney Afrikada dan Namibyay giderken yolumun üstündeki uphingtonda bir gece konaklayayım dedim.
Korkulu saatlerden sonra Margretle Tomasın evinde  kaldım.
Seyatlerde bu tür konaklamalarda oradakilerin yaşamlarına girip çıkmak bütün kültüre dokunmak gibi. Yoksa yaşamlara teğet geçiyoruz.
Aslında bu sabah Namibya yolunda olmalıydım ama kahvaltıdan sonra Margret hadi gel yeğenimin düğün videosunu seyredelim dedi.
Oluur. 
Bir meyve kokteyli hazırladı buzlu ,miğdemde o kahvaltıdan sonra yer yok  Margret ama senimi kıraçam.
Koltuklardayız  düğün viyoları ne kadar birbirine benziyor.Küçük farklarla aynı bizim düğünler.
Arada sohbet ediyoruz.
Telofon çaldı dün akşam yemeğinde tanıştığım Margretin kızkardeşleri bizi yarın  çaya davet ediyor.
Olur ddeim Namibya kaçacak değil ya.
Vay be dünki korku endişe nerde bu günki keyif eğlence nerde.
Çok mutluyum gene çookk.
Bir saat uzandım sindirdirdim bu keyifi ve midemdekileri.
Akşama doğru çıktım dışarı minicik bir müzesi var onu gezdi.
Bir çok lüks giyim mağzasları var. var iindirim yapmışlar.Bir kaç parça giyecek aldım.Nehir boyunca yürüdüm.gelen geçenle lafladım.Hoş kafelerin birinde oturdum.
Konakladığım hiç bir sınır kentine benzemiyor uphington, Namibyayla sınırlar yeni konduğundan  benzemiyor sınır kentine.
Simone mail göndermiş otel bulamadım nehir taşmış hayattamıısn diyor.Onu yanıtladım.
Çalışan hiçbir beyaz ,dinlenen hiçbir siyah görmedim.
Mandela özgürlüğü buralara uğramamış belirgin biçimde zenci düşmanlığı var.
Tomasla Margretle konuşurken bile satır aralarındaydı bu ırkçılık..
Meğerse burası alman kolonisiymiş .
Bu mevsimde almanyadan gruplar hizmet içi eğitim yapmaya geliyorlarmış.Her türlü alman var sokaklarda ,kafeler barlar  alman kaynıyor. O yüzden nehrin zarar vermediği otellerde dolmuş.
Yüzlerce otel var nehir boyunca.
Dinlenmek için güzel bir seçenek.
Dün bana yardım eden garsonların çalıştığı lokantada piza yedim kızlara tekaer teşekkür ettim margretin güzel villasına geri döndüm.
Yarın rahibeler gelmese birkaç gün daha kalabilirdim o kadar beğendim bu evi ve içindekileri. Satır aralarında bulduğum zenci düşmanlığı konusunda  yanılmış olmayı dileyerek Tomasın uzattığı şarap kadehini aldım.
Üçümüz varendada oturup  sohbet ettik.
Tomas ikide bir hadi kumarhaneye gidelim deyip duruyor Margret gibi bende duymazlığa verdim .
Dere kenarı  ,sessizlik  karanlığa karışmış,hoş bir hüzün var üzerimde margretten bulaşan.
Pek konuşmadan tadını çıkardık hayatta olmanın, tomas kumara gitmediğimiz için küsüp erkenden yattı.
Nedir bu Margretin kederi belki yarın kardeşlerinden bir şeyler duyarım.

Ne hoş bir duygu birkaç gün daha kalsam  yine böyle hissedermiyim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder