3 Kasım 2016 Perşembe

BİR HAYAT BİN BİR ANI




ANI 125

03 Kasım 2016

Bolivya saltada dört günlük turun son günündeyiz.

Her dakikası keyif ve heyecan dolu.

Tek problem  dördüncü gündür duş almadık. Top toprak içinde ilkel koşullarda elektirksiz dört şahane gün.

Son gün konaklayacağımız yeri bulmaya çalışıyoruz  bir kasabada.

Rehber buraya ilk kez geliyormuş  evi bilmiyor. Tüm köyün sokaklarını dört dönüyoruz bir allahın kulu yok adres soralım.

Yaklaşık üç yüz hanelik bir köy. yarım saat dolaştık kapıları çalıyoruz açılmıyor.

Sonunda bir kız çocuğu gördük rehber gitti konuştu kızı arabaya aldık  ama kız esirik çıktı.

Bize bir evin kapısnı gösteriyor rehber kapıyı çalıyor ama açan yok.

Böylelikle bir yarım saat daha dört döndük kızın gösterdiğği kapıların hiç biri açılmadı.

Vampir filmlerindeki figüran gibiyiz,köy sanki yıllar önce ter edilmiş kızda buarda unutmuşlar.

Sonunda sıkılıp kızı araçtan indirdik güle oynaya neşeyle  koşarak gözden kayboldu kız.

Aniden bir adam eşek üzerinde sokakta karşımıza dikiliverdi hangi yönden geldiğini far etmedik.
sanırım hepimizin tüyleri ürperdi.

Eşekli adamı takip ediyoruz köyün sonunda bir kapıyı gösterdi eşekli adam ve gözden kayboldu.

Kapı şirin yaşlı bir kadın açtı tamam tamam burası dedi,yani hal ve tavrından öyle dediğini anladım.

Grubun tüyleri  ürpertisini suratlarda sırıtmaya bıraktı.

Amma korktuk ha.

Ev fena değil yine bir odada dört kişi kalıyoruz.

Etrafa bakındım duş almanın  yine ikanı yok.

Araca geri döndük parkta turuzmuza devam ediyoruz.

Öğlen yemeğini derme çatma ıssızlaığın ortasındaki bir lokantada yedik. yine tavuk .

Yemekte hemen yan tarafta bir ilkel açık hava havuzu gözüme ilişti.

Rehbere sordum. Sıcak su doluymuş yaklaşık kırk dereceymiş su.

Dedim girebilirmiyiz?

Tabii dedi.

Yemekten sonra bize yarım saat verdi, her zaman yanımda mayo taşırım.sebebi yok. Ve sık sık böyle sürpizlerle karşılaşırım.

Arkadaşımada aldırmıştım mayosunu ama hava çok soğuk diye o girmek istemedi.

Biz  Alman markla  mayolarımıız tuvalette giyip attık kendimizi havuza.

Restorandaki diğer turculardan da bir kaç kişi bizi görünce mayolarını daldılar havuza.

Daldılar dediysem su bir metre falan diz çökünce başımıza kadar gömülüyoruz suya.

Bir yandan  yeni sıcak suyla dolarken bir ayndan boşalıyor.

Tertemiz sımsıcak suda kabaca duş almaktan fazlasıydı bı.

Bir yanımızda flamingolar,diğer yanımızda karlı dağlar yukarıda masmavi bir gök yüzü,hava iki derece şifalı su kırk derece (rehber öyle dedi,doğrumu bilmem , haşlanmanın eşiğindeyim ).

Ülkemdeki ılıcalardayım sanki.




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder