2 Kasım 2016 Çarşamba

BİR HAYAT BİN BİR ANI







ANI 125

02 Kasım 2016

Bolivya salta Uyuni Tuz çolündeyiz.

Anlatılacak gibi değil buranın coğrafyası.

Yağmur yağınca tuz çölü tuz gölü oluveriyor.

Su seviyesi belki iki karış ama uzaktan kallavi göl gibi görünüyor.

Cipimiz  hızla suya dalınca bir çığlık attım sandımki kayıyoruz gölün dibinde doğru.

Şöför durdu bir kaç dakika ,kendime geldim.

Suyu  yanı tuz gölünü boydan boya araçla geçtik, tam ortada tarihi bir  kulube var. kulübedeki sandalyeler masalar tezgah her şey ama her şey tuzdan yapılmış.
hatta yöresel bir heykeltraş çeşitli orjinal boyutlarda insan hayvan heykelleri yapmış. Her biri sanat eseri.

Dışarda bir çok ülkenin bayrağı dalgalanıyor keşke yanımızda olaydı bizde dikseydik  ay yıldızımızı .
Biraz moralimiz bozuldu bu yüzden.

Rehber hadi üzülmeyin kahve hazır dedi.

Göz boncuklu anahtarlığı pencere pervazındaki çıkıntıya asmakla yetindik ve sıçak  kahvelerimizi elimize tutuşturdu şahane rehberimiz.

 Bu kulube  en az üç nesildir burdaymış ne kadar eski olduğu bilinmiyor. Gölün tam ortasındaymış ezelden beri  kulubeden önce insanlar  gölü geçerken özellikle  gece yollarını kaybedermiş.
Sular çekilince  karşıya ulaşamayıp ölenlerin kemiklerini bulurlarmış.

Kulubenin camları ve çatısı hariç her şey tuz kerpiçlerden yapılmış.

İlkel yöntemlerle tuz  topraktan kerpiç yapıyorlar kerpiçten ev. bölgede pek çok ev var bu şekilde .

Hatta bir tanesinin  kapısı ikinciş kattaydı ama merdiveni yoktu.

Hırsızlara karşı önlemmiş. Evin arkasını dolanınca  tahta merdiveni bulduk. Evin sahipleri bu merdivenle içeri giriyor evden çıkınca merdiveni  arka tarafa saklıyormuş.






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder