ANI 21
21 Temmuz 2016
Her kesin hayatına yön veren bir cini vardır.
Benimki babam, evet bir lambanın içine sıkıştırılmış lamba
cini gibi ,arada bir çıkar ortalığı ya yatıştırır ya da tozunu attırır sonra
hooop yine lambaya.
!972 yılıydı sanırım, tarihlerde ,mesafelerde kötüyüm bir
cins diskleski.
Bir konserdeyiz. Balıkesir’de açık hava gazinosunda .
Balıkesir’in o yıllar bana devasa gelen muhteşem bir milli parkı vardı, şimdilerde acınası halde .
Bu
milli parkta, fuar zamanında bir konser, baş sanatçı Edip Akbayram.
Hepimizin bildiği bir şarkıcı, kocaman yüzükleri, kolyeleri olan, renkli
kaftanlar giyen, uzun saçlı sıra dışı ,dağlar dağlaar.. .
Resimlerden biliyoruz o zamanlar şarkıcıları , hareketli
hallerini görmemişiz .
Yemekli bir konser beyaz örtülü masalar üzerinde küçük
kaselerde çerezler var yemekli ama biz yemek yiyip gelmiştik ,babam memurdu ve
altı kişiydik. Babam hepimize gazoz ,meyve, kendine de rakı ısmarladı.
Biz beş kardeş ,muhtemelen giysilerimiz pek konsere ve
ortama uygun değil bu yüzden utanıyorum gözlerimi yere dikmiş bitsin artık
diyorum ,ne zaman etrafa baksam etraftaki şık insanlar da bize bakıyor ,sanki
biraz gıptayla sevecenlikle bakıyorlar.
Yargılayıcı bakışları ilkokul öğretmeninden tanıyorum. Bunlarınki
“‘ ooo bekar baba çocuklarını toplayıp bu pahalı ortama getirmiş , bravooo”
Cesaret veren bakışlardan güç alarak yavaş yavaş başımı
kaldırıp etrafı izlemeye başlıyorum ,
İlyas hoca uzaklaşıyor gittikçe anı 2 de
İlyas hocayı bulabilirsiniz kendisini rahmetle değil ama sıklıkla
anıyorum .
Babam çok keyifli, tiryakisi olduğu sigarası, ağızlıklı
ağzında göz kırptı bana, bende keyif
kıpırdanmaları. Ah bu Bedri bey ,ki ailesi Bedr der ona.
Neyse gazinonun en ilgi çeken masasıyız, şık kadınlar gözleriyle
selamlıyor bizim tarafı, babamın hep bir çekiciliği olmuştur, komşu kadınların hayranlıklarına
çok tanık olmuştum.
Nihayet konser başladı bir sunucu Erkan Yolaç İ zmir
marşıyla gelip mehter marşıyla gidilen, evet hayır yarışmasını oynadı birkaç kişiyle
kimse kazanamadı.
Vee Edip Akbayram evet bayağı topallayarak ahşap sahne de
şarkı söylemeye başladı. Tekrar içime çekildim adama bakamıyorum o hayran
olduğum Edip Akbayram topallayarak ,bir
o yana bir bu yana yalpalayarak şarkı söylüyor.
Bakamıyorum adama. bizim oralarda dik dik bakmayın derler
ayıptır, adamın da beni göreceğini , üzüleceğini sanıyorum, arada bir göz ucuyla bakıyorum
kolyesi sallanıyor, kaftanı savruluyor o hayran olduğum şarkılar kulaklarımda
sallanıyor, bu nasıl bir işkence, ne çabuk keyif, gururdan işkenceye evrildim
benim kafa yine öne eğik gözler yine yere kitlenmiş.
Nihayet kendime ettiğim zulüm bitti , boynum tutulmuş stresten
başımı zorlukla doğrulttum, bütün aile keyifli,bizimkiler Akbayramda mest olmuştu.
Akbayramın konseri bittikten sonra sahnede Erkan Yolaç o
enerjisiyle size bir soru soracağım, bilen olursa ailesiyle yarın akşam Nejat
Uygur tiyatrosuna davetiye vereceğim.
Gazino sus kesildi, Yolaç süslü kelimelerle sordu Anıtkabir’in
mimarının adını bilen kaç kişi var?.
Sadece iki parmak kalkıyor başka…, başka ,,, başka yok
sadece iki parmak ,
Aman tanrım
birisi babamın parmağı yine utanç içindeyim ölmek istiyorum ölmek istiyorum
rezil oldum, bilemez bu adam ,nerde o gıptayla bize bakan o gözler.
Nerdeyse bayılacağım utançtan görmüyor ama dinliyorum ilk
önce diğer parmağın sahibine söz verdi Yolaç adam bilemedi, ve sıra babamda. Şimdi
hatırlayamadım ama üniversite yıllarında biliyordum mimarın adını babam cevap
verdi ve Yolaç o bildiğimiz enerjik el
kol hareketleriyle beyefendinin adını alalım çıkışta davetiyeleri kendisine
vereceğiz dedi.
Babam ayağa kalktı, benim başım yerden kalktı Yolacın sorusu üzerine adını ve mesleğini
söyledi.
Heyyyoo yine gururluyum, yine keyiflii,babamı ölesiye
seviyorum .
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder