14 Temmuz 2016 Perşembe

BİR HAYAT BİR BİN ANI

ANI 14

14 Temmuz 2016

Heyecanlıyım Sani Pas için yaklaşık bin beş yüz metrelik bir yükseklikte Güney Afrika Leshota sınırında Güney Afrika tarafındayım.toplu taşım var ama adı üstünde taşmadan yola çıkmıyor. Dünyanın ikinci en yüksek geçidi Sani Pass,
Güney Afrikanın içindeki küçük ülke Leshotaya bu zor yoldan girmeye karar verdim başıma gelecekleri bilmeden bileydim vaz geçermiydim acaba ?
Dolmuşun taşmasını beklerken Zulularla konuşuyorum o kadar çok çocuklu, genç, bekar anne varki. Hikaye hep aynı hamile kalınca babalar kaçıyor annenin ailesi ikisininde bakımını karşılıyor.
İki km yürüyüp yerel halkı günde üç kez Leshotaya taşıyan ilk münübüsü yakalıyorum .60 km lik yol şoför üç saat sürer diyor ama dil hatası  maksimim iki saat sürer diyorum kendime.
 Dolmuş eskimi eski o kadar eşya neresine kondu aracın bilmem.
Dolduk ama henüz taşamadık nihayet  ayağı boydan boya  sargılı hasta gelince taşmış olduk. Adamın ayağı yanmış tedavi için buraya gelmiş  leshotaya geri dönüyormuş ayak atalle  uzatılmış durumda nasıl sığacak derken, vallahi sığdırdılar adamı en arka koltuğa arada bir inliyor ağrısı olmalı.
Ben öne oturdum şoförle aramızda bir delikanlı var içi tıklım tıklım dolmuşun.
İlerliyoruz taşlı yoldan ve tırmanıyoruz. Benden başka turist yok ,yolda başka araçta yok.Bir saat sonra uçuruma teğet teğet geçmeye başladık
Yarın karşısındaki manzara şahane rüzgar şatoları  diyormuş ahali. Gerçektende saray gibi gözüküyorlar kapıları pencereleri var, üç boyutlular ama bu yanıltıcı. Rüzgar sürtünmesiyle uzaktan çeşitli şekillenmeler ortaya çıkmış  ,doğal kaya resimleri.
 Korkmaya başladım virajlarda  yolu hiç göremiyorum zaten yükseklik korkum var düşüpte kurtulmak mümkün değil , parçalarımızı bile bulamazlar aramalarıda mümkün değil. Yol denmez üstünde gittiğimize, taşlarda yalpalaya, yalpalaya  saatte beş altı km yle gidiyoruz.
Yürüyüş hızındayız.  O kadar korktum ki şoföre inip yürümeyi teklif ettim, adam güldü, geri dönsem dedim yine güldü .
Gülmek az bana insan biraz araştırır ilerledikçe geri dönme şansım ve isteğim azalıyor. Yürümek bile tehlikeli .artık gözlerim kapalı kendime söylenip duruyorum.
Ömrümün en korkulu anlarını yaşıyorum bu kez kesin öleceğim.
Ne karşıdan araç geliyor ne bizi sollayan var. Muhtemelen çıkış nokatsından belli saatlerle ayrılıyorlar. arabanın kendisi de ,lastikleri de eski hiç güvenim yok.
Bu vesveselerle leshota sınırına  geldik    iki bin dokuz yüz metredeyiz.
Nihayet indik araçtan ,dünyanın en yüksek gümrüğündeyiz.
Yeşil pasaporta vize istediklerini bilmiyordum benim için ülke bile sayılmazdı ama istiyorlarmış işte ,geri döneyim dedim.
Pasaportu anlamaya çalışıyorlar evire çevire bakıyorlar,birbirlerine gösteriyorlar , sonunda bastılar damgayı.
Normalde sadece  4WD lerle geçişine izin veriyorlar turistlerin bu geçidi .
Bunu beni dolmuşa alan adamda  bende biliyoruz ....
 Sani  Pass deği Sırat Pass burası .
Şoför candan bir adam  bundan sonrası kolay dedi. Bir çekiçle arabanın altına girdi egsoz borusunu tamir etti, takur tukur.
Her gün toplam üç araç varmış ve bir birbilerini iki aracın geçebileceği noktalarda bekliyorlarmış.
Evet yol asvat  .bu kezde aşırı hızdan muzdaribim ,Şu ana kadarki yavaşlığın intikamını mı alıyor şoför ?,acaba bu eski aşınmış lastiklerle fren tutar mı?.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder