6 Eylül 2016 Salı

BİR HAYAT BİN BİR ANI




ANI 68

6 Eylül 2016

Namibyaya giderken sınırdan önceki son  kent Uphingtonda bir gece kalayım dedim.
Dün anlattiğim çeşitli zorluklardan sonra nihayet Tomasların kapısnı çaldım kapı tokmağı kırıldı ,elimde kırk parça kalakaldım.
Utanç içindeyim, atsam kenara diye düşünürken  kapı  açıldı uzun sarı saçlı atmış yaşlarında çakırkeyif sarışın bir adam gülerek bana bakıyor.
Tomas ?
Bu arada ben küçükken bir köpeğimiz vardı adı Tomas bunu hatırladım  ,sırıtarak Tomas?
Elimde kapı kolu.
Sorryy !
Problem değil eskiydi zaten benim gibi dedi, kırık kolu aldı elimden, adımımı attım içeri.
Arkadaşlarıma yemeğe gitmiş gibiyim.
İçeride birkaç orta yaşlı şık kadın erkek ve genç bir çift hem yemek yapıyor hem sohbet edip şarap yudumluyor.
Hepsi neşeli , sanki beni davet etmişler de hoş gelmişim.
Halbuki korkudan gerişmiş ,kapı  kolunu kırmaktan utanç içindeki yüzüm terli vücudum  pek tekim gözükmüyorum.
Burası otel olmaktan çok uzak ,bayağı bir ev, ahalisiyle birlikte.
Dur bakalım anlarız.
Margeret Tomasın karısı bana odamı gösterdi hemen karşı kapı banyo,duş alabilirsin dedi.
Oda genç odası.
Duvardaki resimler,kitaplar,kişisel eşyalar şapkalar…yatak örtüsü karyolanın başlığı belli ki bir üniversite öğrencisi yaşıyor..
Neyse sırt çantamı bıraktım banyoya girdim banyoda iki farklı armatör var hangisi duşu açıyor diye kurcalarken  musluk başı kırılmaz mı.
Oha ev büyülü yada  züccaciyedeki o fil benim.
Suyu açmayı beceremedim ve daha neleri kıracağımdan korkup tekrar giyindim .
İllaki duş almam lazım bu gün olmasa yarın, hem bu topluluğun karşısına böyle çıkamam, çıkmayıp direk yatağa da gidemem açım.
Çaresiz kırık aparat elimdeTomasın yanına gittim bu da eskimiş kırdım dedim,duşu kullanamadım öldür beni Tomas.
Önemli değil dedi Tomas, geldi banyoya duşu nasıl açacağımı gösterdi.
Nihayet  temizim.
Joborgten aldığım yeni elbisemi giydim.
Ben gelirken ateşte olan yemekler  pişmiş servis yapılıyor.
Merhaba dedim.
Ooo dediler yenilenmiş temiz halimi görünce.
Eveet tahmin ettiğim gibi beni masaya davet ettiler.
Hiç nazlanacak durumda değilim, nereye oturayım?
Hoaaoo aynı bizdeki gibi prinç pilavı  kavurma salata şarap meyve.
Tokum nihayet ama uykum var,
Misafirmiyim müşteriymiyim tam olarak konumumu anlayamadım
Müşteriysem iyi geceler der odama giderim, misafirsem yedi kaçtı olmaz.
Hep beraber  mutfak kapısndan geçtik   verandaya.
Rahat bahçe koltuklarına gömüldük ,şarap şahane.

Ne misafirim ne müşteri.







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder