13 Ekim 2016 Perşembe

BİR HAYAT BİN BİR ANI






ANI 105

13 Ekim 2016

Meksikadayım.

Guanajuato ( kurbağalar kenti ) . Üniversiteler kenti,beni en çok etkileyen kentlerden biridir .

 1988’de UNESCO tarafından dünya kültür merkezi ilan edilen  kentin adı söylenceye göre bu kenti yıllar önce kurbağaların  istila etmesinden geliyor. 

Bu  gürültücü istilacıların heykellerinin bulunduğu birde kurbağalar parkı var. 

Yörede o kadar çok söylence var ki bunları efsaneler müzesinde toplamışlar. Sanıyorum dünyadaki tek efsaneler müzesi.

 Bölgedeki efsaneler bu müzede canlı tutularak yeni nesle aktarılıyor. Bunların en ünlüsü öpücük sokağı söylencesi.
 Daracık sokaklarda cumbalı evlerin balkonları bir birine elli santimlik uzaklıkta .
 Bir aşk öyküsü adını vermiş  Öpücük Sokağına. Hikayenin özeti düşman komşu çocukları bir birine aşık olur aileler izin vermez ama evler bir birine o kadar yakındır ki aşıklar balkonlarından  buluşmaya devam ederler. 

Avlulu evlerin, tavanları ahşap kemerlerle desteklenmiş ve avlulardan teraslara , oradan diğer evlerin avlularına girivermek ne kolay.

 Evlerdeki renk cümbüşü ve iç içelik, kadınlara da yansımış.   

Guanajuato  ekonomik  tatil yaparak  ispanyolca öğrenmek isteyenlerin rabet ettiği bir kent.  

Cervantino Festivali 1972’den beri her yıl bir çok sanat severi Guanajuato’ya topluyor.

 Cervantes bu kenti çok severmiş  ve burayı ana vatanı ilan etmiş. 

Adını verdiği müzenin dışındaki Donkişot ve Sancho figürleri  sevilesi.

 Tabelasız bir kent ! İş yerleri, lokanta ve oteller tabela olarak duvarlara ilanlarını süsleyerek  boyamışlar. Görüntü / tabela kirliliğinin olmayışı insanı dinlendiriyor.

Gümüş madenlerinden kalma  dehlizlerle yer altından sağlanıyor trafik.
 Bu dehlizler (duvarlarında ve tavanlarda hiç bir  işlem yapılmadığı için bence tünel denemez) bazen kavşaklarla birbiriyle buluşuyor.

 İşıklandırma olmayan karanlık dehlizlere yarasaları , şıp şıp damlayan suları,  önünde yanan mumlarla çiçekler bulunan Santa Maria Guadalupe’nin minik heykelini ekleyince gizemi derinleşiyor.

 Kayalar o kadar sertmiş ki dehlizleri duvarlarla desteklemeye gerek kalmamış. Bu  nedenle de bu bölgede hiç deprem riski yokmuş. 

İki büyük ve tarihi tiyatrosunda sürekli oyunlar sergilenmesine karşın hiç sinema yok kurbağalar kentinde.

Birazda en’lerden bahsedelim. Dünyanın en küçük mumyası burada mumyalar müzesinde; yüz on yedi mumya arasında bir fetus. 
Botları ayaklarında erkek mumyalar, bembeyaz dantelli kabarık eteklı bebekler ve kız çocukları, takıları hala boynunda saçları örgülü kadınların yüz otuz yıl mumyalama işlemi yapılmadan  korunduğuna inanmak çok zor.
 O bölgedeki suyun özelliğinden ölülerin bu denli iyi korunduğu tahmin ediliyor . Çok katlı mezarlık bile sönük kalıyor mumyaların yanında.

Fast food yok Guanahuatoda .

 Sokaklarda seyyar lokantalar yaygın . Evet sokağa iki üç masa-sekiz on sandalye atılmış ve ocak başında oracıkta yiyecekler pişiyor ve yeniyor. 
En popüler sokak sandvici, kızarmış domuz derisi. Neredeyse bir metre çapındaki şekilsiz domuz derisini nasıl kızarttıklarına şaşırdım doğrusu. 
Sokaklarda tortilla (mısır unundan yapılmış küçük yufka) içine bu domuz derisinden parçalar koparılarak konuyor ve üzerine acılı sos dökülüyor.

Kaynatılmış meyve suları ise naylon şeffaf poşetlere konup satıldığında daha ucuz pratik .







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder