ANI 105
13 Ekim 2016
Meksikadayım.
Guanajuato (
kurbağalar kenti ) . Üniversiteler kenti,beni en çok etkileyen kentlerden biridir .
1988’de UNESCO tarafından dünya kültür merkezi ilan edilen kentin adı söylenceye göre bu kenti yıllar
önce kurbağaların istila etmesinden
geliyor.
Bu gürültücü istilacıların
heykellerinin bulunduğu birde kurbağalar parkı var.
Yörede o kadar çok
söylence var ki bunları efsaneler müzesinde toplamışlar. Sanıyorum dünyadaki
tek efsaneler müzesi.
Bölgedeki efsaneler bu müzede canlı tutularak yeni nesle
aktarılıyor. Bunların en ünlüsü öpücük sokağı söylencesi.
Daracık sokaklarda
cumbalı evlerin balkonları bir birine elli santimlik uzaklıkta .
Bir aşk öyküsü
adını vermiş Öpücük Sokağına. Hikayenin özeti düşman komşu çocukları bir birine aşık olur aileler izin vermez ama evler bir birine o kadar yakındır ki aşıklar balkonlarından buluşmaya devam ederler.
Avlulu evlerin, tavanları ahşap kemerlerle desteklenmiş ve
avlulardan teraslara , oradan diğer evlerin avlularına girivermek ne kolay.
Evlerdeki renk cümbüşü ve iç içelik, kadınlara da yansımış.
Guanajuato ekonomik
tatil yaparak ispanyolca öğrenmek
isteyenlerin rabet ettiği bir kent.
Cervantino Festivali 1972’den beri her yıl bir çok sanat severi
Guanajuato’ya topluyor.
Cervantes bu kenti çok severmiş ve burayı ana vatanı ilan etmiş.
Adını verdiği
müzenin dışındaki Donkişot ve Sancho figürleri sevilesi.
Tabelasız bir kent ! İş yerleri, lokanta ve
oteller tabela olarak duvarlara ilanlarını süsleyerek boyamışlar. Görüntü / tabela kirliliğinin
olmayışı insanı dinlendiriyor.
Gümüş madenlerinden kalma dehlizlerle yer altından sağlanıyor trafik.
Bu
dehlizler (duvarlarında ve tavanlarda hiç bir
işlem yapılmadığı için bence tünel denemez) bazen kavşaklarla birbiriyle
buluşuyor.
İşıklandırma olmayan karanlık dehlizlere yarasaları , şıp şıp
damlayan suları, önünde yanan mumlarla
çiçekler bulunan Santa Maria Guadalupe’nin minik heykelini ekleyince gizemi derinleşiyor.
Kayalar o kadar sertmiş ki dehlizleri duvarlarla
desteklemeye gerek kalmamış. Bu nedenle
de bu bölgede hiç deprem riski yokmuş.
İki büyük ve tarihi tiyatrosunda sürekli
oyunlar sergilenmesine karşın hiç sinema yok kurbağalar kentinde.
Birazda en’lerden
bahsedelim. Dünyanın en küçük mumyası burada mumyalar müzesinde; yüz on yedi
mumya arasında bir fetus.
Botları ayaklarında erkek mumyalar, bembeyaz dantelli
kabarık eteklı bebekler ve kız çocukları, takıları hala boynunda saçları örgülü
kadınların yüz otuz yıl mumyalama işlemi yapılmadan korunduğuna inanmak çok zor.
O bölgedeki
suyun özelliğinden ölülerin bu denli iyi korunduğu tahmin ediliyor . Çok katlı
mezarlık bile sönük kalıyor mumyaların yanında.
Fast food yok Guanahuatoda .
Sokaklarda seyyar lokantalar yaygın . Evet sokağa
iki üç masa-sekiz on sandalye atılmış ve ocak başında oracıkta yiyecekler pişiyor
ve yeniyor.
En popüler sokak sandvici, kızarmış domuz derisi. Neredeyse bir
metre çapındaki şekilsiz domuz derisini nasıl kızarttıklarına şaşırdım doğrusu.
Sokaklarda tortilla (mısır unundan yapılmış küçük yufka) içine bu domuz
derisinden parçalar koparılarak konuyor ve üzerine acılı sos dökülüyor.
Kaynatılmış meyve suları ise naylon şeffaf poşetlere konup satıldığında daha
ucuz pratik .
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder