Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim . Bir de dönüp arkama baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim. Burada her gün bir anımı yazacağım ve bin bire tamamlayacağım. Hayal kırıklığına dikkat!
1 Kasım 2016 Salı
BİR HAYAT BİN BİR ANI
ANI 123
31 Ekim 2016
Arjantini geride bırakmış Bolivyada la Paza doğru ilerliyorduk. Oradan Peruya geçeceğiz.
Arjantinde beni en heycanlandıran İguazu şelalesi ve Patogonyaya yaptığımız buzul seyahatiydi.
Hele bir gün teleferikle yarım saat yukarıdan buz kütlelerinin bu kez toprak üzerindeki şekillerini izliyorduk. Güneş yakıyor rüzgar üşütüyordu.
O zamanlar yükseklik korkum vardı bu seyahatte onu yeneyim demiştim. Her seyahatte bir ataletimi geride bırakma alışkanlığı ediniyordum.
Teleferikte fark ettim ki başarmışım ,keyifle aşağıdaki coğrafya üzerinde kuş gibi süzülüyordum.
Yıllar sonra Afrikadan dönerken Mısır hava yollarının uçağında bu korkum hortlasa da teleferikten sonra kendimi çok daha yetkin ,güçlü hissetmiştim.Tam korkmasam da uçakta huzursuz ,endişeli oluyorum.
Burada Bolivyada ise Salta- Uyuni tuz çölü. Dört günlük turumuzun her dakikası ayrı bir güzellikte ve unutulmaz.
Hala kokusunu alabiliyor serinliğini, yorgunluğunu hissediyorum.
Her gün toz toprak içinde ciplerle yol katediyoruz, Kahvaltı ve öğlen yemeklerimizi rehber cipin bagaj kapısını açarak içine hazırlıyor.
Bir kez rehberin bir akrabasının evinden yedik öğlen yemeğimizi. yemekler illaki tavuklu oluyor. Tavuk haşlama tavuk fırında tavuk kızartma ,olmadı tavuk çorba.
Cipin bagajına sofra bezi seriyoruz ve içine doğru yemekleri iterek rüzgardan koruyoruz aksi halde rüzgar uçuracak her şeyi.
Tavuk ve rüzgarla haşır neşir dört gün, üç gece geçirdik. Yoldaşlarlada gerçekten yoldaş olduk.
Her gün toz toprakla dolandıktan sonra bu akşam duş alacağım diye niyetleniyorum ama güneş gidince öyle soğuk oluyor ki bırak duş almayı nerdeyse kabanımla gireceğim yatağa.
Bazı gezginler konakladığımız evlerin dışındaki bidonlardan su dökünerek duş alıyor ama benim için imkansız, yüzümü yıkamak bile eziyet.
Konakladığımız bir evdeki bir odanın karyolası çimentodan yapılmış. Burada yatarmısnız dediler imkanı yok dedik.
İki karyola şeklinde zemine dökülmüş çimento bloklarının üstüne yatak koymuşlar.
Biz almadık ama diğer cipteki iki gezgin biz ,biz diye heyecanla yataklara talip oldu.
Terkedilmiş bir kasabadan geçtik hani kovboy filimlerindeki iki kovboyun silah çekme yarışında in cin yoktur ortalıkta yerde bir tutam çalı rüzgarda kayar gider.
İşte o kasabadayız,tam olarak.
Nerde ahali dedik dediler maden çıkıyordu burada kalabalık bir kasabaydı maden kapanınca ahali göçtü. O güzelim evlerin içinde çocukların ,yadaığına inanmak çok zor.
Bir tren mezarlığından geçtik. Eski trenler ülkenin her yanından buraya getiriliyor. İlk trenlermiş bunlar türlerinin.
Uyuninin tek geliri turizmden ama paçamıza yapışan kimse yok. Hamutculuk,yalan dolan ısrar yok Bolivyalıların o mağrur tavrına sıkıyorsa saygısızlık edin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder